10 Temmuz 2011

Mimmirimim! Mimmirimim! Mimmirimimmi, mimmirimim!

Hani ben uzun zamandır yazmıyordum ya, yani bloga yazıyordum da yazı yazmıyordum, yani alıntı falan yapıyordum ya da şarkı sözü falan hani kendim yazı yazmıyordum yani. Şimdi yazacağım! Pek sevgili Konfigürasyon Mühendisi olaya el attı sağ olsun da, o sayede yazıyorum. Olaya nasıl mı el attı? Aynen şöyle; öyle dolambaçlı bir şey değil canım mimlemiş altı üstü. Altı üstü derken, olayı ciddiye almadığımdan değil yani, öyle işte. Her neyse, mim konumuz  "sizi anlatan, tekrar tekrar okuduğunuz, alıntılarını her yere yazdığınız, etkisinden hayatınız boyunca kurtulamayacağınızı düşündüğünüz beş kitabı listeleyin"miş. (Evet,  kopyala-yapıştır yaptım haklısınız.) Şimdi zor bir seçim tabii, sen hayatın boyu oku öyle bir sürü köklü, önemli, sağlam yapıtları, sonra da seç beş tanesini, Top 5 oluştur. Yani hiç kolay görünmüyor gözüme. Ama deneyeceğim şimdi. Başlıyorum sayın seyirciler:


1- Tutunamayanlar.


Tutunamayanlar hakkında bir şey söylemek hiç kolay değil. Hayatımda okuduğum ve okuyacağım en mükemmel yapıt olduğunu düşünmekteyim zira. Zaman zaman Oğuzcuğum Atay'ın zihninde geziniyor hissi veren, zaman zaman içinde kendimi bulduğum, Olric'te, Turgut'ta, Selim'de, Günseli'de,  Süleyman Kargı'da.. kısacası Tutunamayanlar'da kendimi kaybettiğim, nerede olduğumu şaşırdığım, sonsuz bir uykuya dalmış da Oğuz Atay'a erişmişim sandığım, kitabı kapatıp da üzerinden uzun bir zaman geçtikten sonra "Haa ben Tutunamayanlar'ı okudum da ondan böyle oldum diğğ mi?" diye kendime geldiğim bir başyapıt.  


"yağmur dinmişti ağaçların kokusunu duyuyorduk benimle duyularının geliştiğini söyledi seni tanımadan önce hiç koku almazdım ya da yalnız kötü kokuları alırdım şimdi insanları kokularından tanıyorum kendimi bütün kokulara açık tutuyorum cebinden bir kağıt parçası çıkardı ayaklarımızın altında hışırdayan yaprakların resmini çizmeye başladı dolmakalemiyle resmin altına tabiata döndüğüm gün diye yazdı mendiliyle gözyaşlarımı sildi ben mahvoldum dedi ben romantik oldum hiçbir ilaç beni iyileştiremez artık bu yaştan sonra elaleme rezil oldum gülüyordu"


2- Tehlikeli Oyunlar.


İlk iki kitabın Oğuz Atay olması dikkatinizi çekmiştir herhalde. Evet, ben bir Oğuz Atay manyağıyım. Ama merak etmeyin, yazacağım bütün kitaplar Oğuz Atay'dan olmayacak. :)


Tehlikeli Oyunlar'ın çok farklı bir yeri vardır bende. Ki Oğuz Atay'ın yaşamına baktığımız zaman Tehlikeli Oyunlar'daki Hikmet'in yaşamıyla ne kadar bağdaştığını gördükten sonra kitaba Oğuz Atay'ın otobiyografisi gözüyle bakıyor, daha bir heyecanla ve özenle okuyor insan. 


"Oynayalım albayım. Tekrarlara düşmekten korkmadan oynayalım. Asıl tekrarlara düşelim ki, içimizi kemiren şeytanı her fırsatta rezil edelim. Hemen başlayalım. İşte kalem, işte ıstırap albayım. Benden başlayalım albayım. Önce ben konuşurum. Sonra, gene ben konuşurum."


3- Bin Hüzünlü Haz.






Bu kitap da bende çok çok ayrı bir yer taşır.  Hasan Ali Toptaş'ın ne denli iyi bir yazar olduğunu zaten okuduklarımdan, araştırmalarımdan ve çevremden biliyordum fakat okuma fırsatı bulamamıştım hiç. Sonra bir gün en yakın arkadaşımdan bir haber aldım: Hasan Ali Toptaş Antalya'ya geliyor! Hiç okumadığım bir yazar için bu kadar heyecanlanacağımı sanmazdım. Heyecandan öldük bir hafta ve o arada da ben Bin Hüzünlü Haz'ı aldım, aldığım gün yazarıyla tanıştım, imzalattım. Hasan Ali Toptaş'ın sohbetinden sonra Hasanım Ali kimliğini de tanıyıp, o utangaç yüzünü gördükten sonra, o kitabı okumak çok farklı bir heyecan yarattı bende. Ve sonuç: okuduğum en iyi kitaplardan biriydi.


"Tepelerinde, ağırlığı camların parıltısına doğru ağmış, kalın birer duman tabakası. Geride, tozlu ışıkların çatal kaşık seslerine, çatal kaşık seslerinin de ışıklara karıştığı yerde, alınlara dayanmış, yorgun eller. Boşluğun yüzüne çizilivermiş donuk resimler gibi, hiç kımıldamadan, öylece duruyorlar.. Duruşları, insanın içine doğru sarkan bir salkım keder sanki, bir uzun of, ya da oracıkta donup kalmış derin bir iç çekiş..."


4- Oyunlarla Yaşayanlar.


Oğuzcuğum Atay'ın pek sağlam ve tek tiyatro eseri. Zaten Tehlikeli Oyunlar'da da Oğuz Atay'ın tiyatro merakını görüyorduk, Oyunlarla Yaşayanlar'da ise bu konuda da ne kadar başarılı olduğunu anladık. Ki Coşkun Ermiş'in dramı beni gerçekten çok derinden etkiler hala.


"Sen de biliyorsun ki sonum kötü. Baş tarafımı da zaten unuttum. İşte bu yüzden, Sayın Saffet Söylemezoğlu, bütün büyük tiyatrocular gibi, ben de sahnede ölmek istiyorum."


5-Uzak.


Oruç Aruoba'yı yalnızca internetten okuyordum ki sevgili kuzenimle bir kitapçıya gidip de Uzak'ı alana kadar. Şiirsel ifadelerle felsefeyi en iyi birleştirenlerdenmiş Oruç Aruoba da, bilmiyormuşum. Fazlasıyla etkilendim ifadelerinden. Geceleri açıp açıp okurum durduk yere. Ne güzel ifade etmiş, ne kadar gerçek..

Uzak, uzaktır işte. Üzerine bir şey söyleyemem.


"Özlem, şimdi-burada, senin bulunduğun yere yağan yağmurun, O'nun bulunduğu yere de yağması konusundaki ikircikliliğindir : " Keşke, burada, yanımda olsa da, yağmur birlikte yağsa üzerimize --- keşke, orada, yağmur yağmasa üzerine de, ıslanmasa..."


Evvet, işte benim hayatımın kitapları. Elbette çok daha uzun aslında liste, ve elbette yenileri de eklenecek listeye, fakat şimdilik paylaşabildiklerim bunlar.  Şimdi de işin en eğlenceli kısmına geldik, insanları mimlemeye.. Göz Açık Rüya'yı mimlemek istiyorum bi' kere. Kendisi mimlenmeyi seviyor anladığım kadarıyla. :) Bir de Yaprak'ı mimleyeceğim, "Bunu okuyorum" kısmında bir sürü kitap gelip geçiyor çünkü. Bir de bir garip Eleanor Rigby'i mimleyeceğim, onun da yazmasını istedim nedense, blogundaki Cemal Süreya fotoğrafından olacak.  Son olarak sözler'i mimliyorum, listesinin bir kısmını tahmin etsem de merakla bekliyorum. :)


İyi mimler. :)

6 yorum:

  1. Benden de 'Oğuzcuğum Atay'cıymışsın sen :)

    Teşekkürler mim'imi yanıtsız bırakmadığın için. Sağ taraftaki Arizona Dream posteri takıldı şimdi de gözüme. Hastasıyım ben o filmin, blogda değindim gerçi çok kez ama eskiden.

    Senin zevklerini epey tuttum :)

    Kapanışım böyle olsun o zaman:
    http://www.youtube.com/watch?v=FEbI6Mh1kLs

    YanıtlaSil
  2. Arizona Dream'e ben de bayılırım. Zevklerimizin uyuşması mutlu etti beni. :)

    Şarkı için de teşekkürler, kafamda yeniden yaşadım Arizona Dream'in başlangıcındaki o mükemmel sahneleri.

    YanıtlaSil
  3. Mim için teşekkür ederim, yanıtsız bırakmadım :)

    YanıtlaSil
  4. Benim de yakın zamanda bir liste yapmaya başlamam gerek demek ki, biraz bekleyebilirsin ama. 2-3 cümleyi art arda getirip bir şey yazmayalı 2 ay olacak neredeyse. Kitaplar üzerine yazmak konusunda ne düşündüğümü de az çok biliyorsun. Ama bir liste hazırlayabilirim yakında. :)

    YanıtlaSil
  5. Sandığımdan hızlı çıktın. :) Bu yorumdan önce yazını gördüm ben. :)

    YanıtlaSil