24 Ekim 2010

Başlangıç.

Sıradaydım. Arkamdan önce küçük bir el uzanıyor, sonra eli taşıyan kol, kolu taşıyan gövde ve gövdeyi taşıyan bacaklarla birlikte gövdenin taşıdığı kafa ve diğer kol da önüme geçiyor, "acılı doritos" deyip doritosunu kaptığı gibi uzaklaşıyordu. Bunun gibi iki üç kişi daha önüme geçip istediklerini elde ettikten sonra, en önde olmama rağmen neden bir türlü parayı verip istediğimi söylemediğimi düşündüm. Söylemiyor değildim, söyleyemiyordum, söyleyemeyeceğimden korkuyordum. Sabah uyandığımdan beri, ilk derste hocanın bana takılmalarına verdiğim cevaplar  hariç hiç konuşmamıştım. Hani insan sabah uyandıktan sonra ilk cümlesini söylerken saatlerdir konuşmadığı için sesi farklı çıkar, zorlanır ya, öyle bir histi işte. Sesim çıkmayacakmış gibi hissediyordum. Önüme birçok insan geçip alışverişini yapıyor, ben orada duruyordum sadece. Evet, sadece duruyordum. Artık bir su, bir de dankek pöti almanın zamanı gelmişti. "Bir su, bir dankek pöti." dedim, parayı uzattım, dankekle suyu aldım, para üstümü cebime attım ve evet, başarmıştım. Sonra hızlıca sınıfıma ilerledim, sırama oturdum ve kulaklığımı taktım, pötiyi yemeye başladım. Sanırım bu kadar iletişimsizlik yeterdi, sınıfa giren ilk kişiyle konuşacaktım. Ne konuşacağımı bilmiyordum, ama çenem düşüktü nasıl olsa, söyleyecek bir şeyler elbette bulurdum. Planlamadım, doğaçlama olsun dedim. Sınıfa giren ilk kişiye -adının ne olduğunu hala bilmiyorum.- "Ya sen hangi okuldaydın ?" dedim, evet, kötü bir başlangıçtı, ama başlangıçtı..

4 yorum:

  1. En az şu bilogda yazdıklarınki kadar konuşsan ? :)

    YanıtlaSil
  2. çok güüzel yazılar bunlar bir daha birdaha!!:)

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim, vakit bulduğumca yazmaya çalışacağım. :)

    YanıtlaSil